avukatın olağanüstü mücadelesi

Bir Avukatın Olağanüstü Mücadelesi

Asrın hastalığı olarak gösterilen COVID-19 sebebiyle, 8 Ağustos 2020 itibarıyla dünyada toplam 727.111 kişi hayatını kaybetmiştir.

Ne kadar tedbir alınsa da, koronavirüsün ölüm oranları kıyaslandığında yanından bile geçemeyeceği bir hastalık insanlığın korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (“WHO”) 2019 verilerine göre, dünyada her yıl 17 milyon kişi, ülkemizde ise 160 bin civarı kişi bu hastalığa yakalanıyor ve dünyada her yıl toplamda 7,5 milyon kişi hayatını kaybediyor. Tahmin edebileceğiniz üzere bu hastalık KANSER’den başkası değil.

Parkersburg kasabası ve Çiftçi Wilbur Earl Tennant

Dünyada her 6 ölümden, ülkemizde ise her 5 ölümden 1’nin sebebinin kanser olduğu belirtiliyor. Başlıca etkenlerinin, işlem görmüş yiyecekler ve kimyasallar olduğu artık herkes tarafından biliniyor ve çoğumuz beslenme düzenini ve hayat tarzını artık daha özenle oluşturmaya çaılışıyoruz. Fakat tüm bu özene rağmen, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Pentagon’un 35 katı büyüklüğünde Parkersburg kasabası sakinlerinin, kahvaltılarından içme sularına kadar kimyasallara maruz kaldıkları tespit edilmiş ve bu etkenler sebebiyle 3.500’ün üzerinde dava açılmıştır. Yaklaşık 20 sene süren bu davalarda kimi davacıların ömrü kararı görmeye yetmemiştir.

Peki size bu davaların davacıları ile aynı mağduriyete sahip olduğunuzu ve kahvaltınızı hazırlarken aynı araç ve gereçleri kullandığınızı söylersek, ne düşünürsünüz?

1998 yılında Wilbur Earl Tennant adında bir çiftçi, sahip olduğu arazinin bitkisel yapısının bozulduğunu, besiciliğini yaptığı bazı büyükbaş hayvanlarının bu durumdan etkilendiğini ve telef olduğunu, bunun tek sorumlusunun da nehrin yukarısında bulunan ve arazisine komşu olan fabrika olduğunu söyleyerek, Robert Bilott isimli avukatın kapısını çalar.

Bir Avukatın Olağanüstü Mücadelesi

Cincinnati’de ikamet eden Robert Bilott, daha çok şirketler hukuku üzerinde çalıştığı avukatlık ortaklığının (Taft Stettinius & Hollister) gelecek vaadeden, Batı Virjinyalı genç avukatlarından biridir.

Bilott, elinde kolilerce VHS kaset ve evrakla gelen bu sinirli çiftçiyi ilk başlarda kaale almayacak, fakat kısa süre içerisinde radikal kararlar vererek ömür boyu süren bir davanın yürütücüsü olacaktır.

dark waters

Bilott, doğup büyüdüğü Batı Virjinya’nın Parkersburg kasabasına küçük bir seyahate çıkar. Büyükannesinin ricası üzerine, ileride hayatını değiştirecek davanın konusunu bizzat görmek için Tennant Çiftliği’ne gider. Kasaba ve çevre halkına istihdam imkanı sağlayan DuPont (E.I. du Pont de Nemours and Company) firmasına ait üretim fabrikasının atık gömme çukurlarının (Dry Run atık çukuru- Landfill) çiftliğe oldukça yakın olduğuna şahit olan Rob Bilott, çiftliğin sahibi Wilbur Tennant ile görüşür. Bir elin parmak sayısını geçmeyecek kadar ineği kalan Wilbur, yaklaşık 163 civarında ineğini gömdüğünü, çiftliğin içinden geçen dereye kimyasalların karıştığını, içme ve sulamada kullanılan sularda bulunan kimyasallara doğrudan maruz kalan ineklerinin davranışlarında ve vücutlarında olağandışı tepkimeler meydana geldiğini gösterir.

Kimyasalların dereye karıştığı konusunda defalarca şikayet etmesine rağmen karşılık bulamadığını, alınan tek önlemin ise dereyi çevreleyen güvenlik çitinin boyunun yükseltilmesi olduğunu anlatır. Firmanın, halkla ilişkiler kapsamında “toplum merkezi” ve “oyun sahaları” inşa etmesinin yanısıra Parkersburg’taki bütün veterinerleri “ayarladığını”, dolayısıyla hayvanlarının otopsi raporlarının gerçeği yansıtmadığını; çiftliğin içerisinden geçen derede bazı taşların renklerinin ağardığını, bazılarının ise bembeyaz olduğunu, dere üzerinde akan köpüklerin bulunduğunu, bunun sebebinin de dere suyuna karışan kimyasalların olduğunu, telef olan canlıların sadece çiftliğindeki hayvanlar olmadığını, geyik, sincap, tavşan ve benzeri hayvanların da öldüğünü söyler.

Tennent, kasabasında bulunan yerel avukatlara da başvurmuş ancak olumlu bir cevap alamamıştır. Yerel avukatlar “potansiyel davalı” olacak bu firmadan çekinmiş, bir diğer ifade ile korkmuştur. Belki de, adaletin terazisine yeteri kadar güveni duymadıkları için çekinmişlerdir.

1999 yılına gelindiğinde Robert Bilott, Batı Virjinya Güney Bölge Mahkemesi’nde DuPont firması aleyhine federal bir dava açar. DuPont firması, Amerikan Çevre Koruma Ajansı (Environment Protection Agency, “EPA”) ile ortak bir çalışmanın yürütüldüğünü (DuPont firması tarafından seçilen 3 ve EPA tarafından seçilen 3 veterinerden oluşan toplamda 6 kişilik heyet – Bilott kitabında bu ekip için “sığır timi (cattle team)” ifadesini kullanıyor) ve Tennant çiftliğinde bulunan hayvanların “yetersiz beslenme, veteriner kontrol ve bakım eksikliği, bilinçsiz yetiştiricilik vb.” nedenlerden dolayı telef olduğunu tespit edildiğini savunur.

Ancak Bilott, hayvanların vücudundan çıkan tümör parçalarını; çürüyen dişlerini ve saldırgan davranışlarını bizzat yerinde görmüştür. Sığır Timi’nin sunduğu rapor ile DuPont firmasının bir şeyler sakladığından emin olmuştur.

Su Geçirmez- Leke Tutmaz; Ebedi Kimyasallar

Dava devam ederken DuPont firmasının EPA’ya gönderdiği bir raporda yer alan “P.F.O.A.” ibaresi Bilott’un dikkatini çek- mektedir.

P.F.O.A.” (Perfluorooctanoic acid/ perflorlu karboksilik asit) veya diğer bir isimle “C8”, sentetik yani insan yapımı bir bileşendir. O zamanki adıyla “3M – Minnesota Madencilik ve Üretim Şirketi” (Minnesota Mining and Manufacturing Company) 1947 yılında bu bileşeni keşfetmiştir. Hidrofobik yapısından ötürü, su tanecikleri C8 kaplı olan maddenin üzerine yapışmaz, emilmez ve kayar gider. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra savunma sanayiinin önem kazanması ile bu bileşen tankların zırhlarının kaplamasında ve asker kasklarında kullanılmıştır. Çok geçmeden DuPont firması (1987 Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre 1984 yılından beri Türkiye’de de faaliyet göstermektedir) bu kimyasalı “yapışmaz kaygan tava” üretiminde kullanarak ilk “TEFLON TAVA”yı piyasaya sürer.

Küçük bir dipnot: DuPont firmasının, birçok alanda faaliyet gösterdiği ve dünyanın seyrini değiştiren önemli konularda da isminin geçtiği görülmektedir. Örneğin, kenevir, üretimi ve dayanıklılığı bakımından birçok eşyanın yapımında kullanılmakta idi. Hatta dönemin önde gelen otomotiv üreticisi “Ford”un sahibi Henry Ford, kenevir-ethanol yakıtı tüketen ve %70’i kenevir selülozdan üretilen dış cepheye sahip olan araç üretmişti. Bu araç, piyasadaki diğer araçlara göre daha sağlam ve hafifti (Youtube’da Henry Ford’un söz konusu araca levye ile vurduğu görüntülere kolaylıkla ulaşabilirsiniz).

Fakat petrol ve kömürden üretilen plastiğin patentine sahip olan DuPont, kenevir üretimine tamamen karşı çıkacak ve kenevir ekimini kökünden yasaklayacak kararlara öncülük edecekti (The Green Vision of Henry Ford and George Washington Carver: Two Collaborators in the Cause of Green Industry – Quentin R. Skrabec, Jr).

P.F.A.S. olarak bilinen “Per..” ve “Polyfluoroalkil” maddeleri veya nam-ı müstear “ebedi kimyasallar” ise; yapışmaz pişirme ve saklama kapları, su geçirmez ve leke tutmaz giysiler, halılar, gıda ömrünü uzatan veya koruyan ambalajlar gibi günlük hayatın vazgeçilmezi birçok eşyada kullanılmaktadır. Ayrıca, yangın söndürme tüplerinin içerisindeki köpük gibi ticari ve endüstriyel ürünlerde de kullanılırlar.

Bu kimyasallar, namlarından anlaşılacağı üzere son derece kalıcıdır ve parçalanmaları neredeyse bin yıla kadar sürebilmektedir. Doğada biriktikleri gibi çeşitli tüketim yolları ile ( yeme, içme, dokunma ve hatta solunum yoluyla) insan vücuduna girerek birikmeye başlarlar. Ve maalesef, dünya nüfusunun neredeyse %99’unun kan dolaşımında P.F.A.S. kimyasalları kol gezmektedir.

Bilott EPA’ya, eş zamanlı olarak Sağlık Bakanlığı’na ve Adalet Bakanlığı’na bir yazı yazarak, P.F.O.A. olarak bilinen C8 bileşeninin incelenmesini ister. P.F.O.A.lerin insan sağlığı açısından bir hayli tehlikeli olduğunu, çeşitli kanser ve hastalıklara sebebiyet verdiğini yazmaktadır. Fakat Bilott, başvurularında aslen DuPont firmasının bu tehlikenin farkında ve bilincinde olduğunu, DuPont’un hayvanlar üzerinde çeşitli deneyler yaptığını ve sonuçların olumsuz olduğunu bildiğini, bu sonuçları bilmelerine rağmen tonlarca tehlikeli atığın Batı Virjinya ve Vaşington’daki bazı atık çukurlarına gömdüklerini belirtmektedir.

2000 yılının Ağustos ayına gelindiğinde ise, artık ülkemizde de sıklıkla başvurulan alternatif uyuşmazlık çözümü yoluyla (Alternative Dispute Resolution) çiftçi Wilbur E. Tennant, DuPont firması ile yüklü bir miktar üzerinden uzlaşır. Fakat bu uzlaşma sonunda, Rob Bilott’un çalıştığı firma vekalet ücreti alacak olsa bile, sadece bir kavga kazanılmıştı ve savaş devam etmekteydi. Bilott tatmin olmamıştı.

Parkersburg kasabası ve civarına salınan P.F.O.A. oranının düzenlemesi ve fabrika yakınında yaşayanlara temiz su sağlanması için derhal harekete geçilmesini talep ettiği mektubunu, EPA yöneticisi Christie Whitman ve ABD Başsavcısı John Ashcroft da dahil olmak üzere, ilgili tüm yetkili makamlara 6 Mart 2001’de gönderdi. DuPont firması ise elini çabuk tutarak, Tennant Davası’ndaki bilgilere erişim engeli ve Bilott’un kamuya açıklama yasağı (gag order) talebinde bulundu. Fakat Federal Mahkeme bu talebi reddetti ve Bilott bütün bilgileri EPA’ya taşıdı.

Bilott’un bu mektubu, 2005 yılında DuPont’un EPA ile 16.5 milyon Dolar tutarında tazminatta anlaşmasını sağladı. Bu anlaşma Bilott’un ekmeğine yağ sürecekti, çünkü DuPont, çeşitli kimyasalları doğaya bıraktığını kabul etmişti ve Bilott DuPont’a karşı toplu dava açmak için kolları sıvamıştı.

Bilott’un Batı Virjinya’nın belli bölgelerindeki su kaynaklarının P.F.O.A. sızmasıyla kontamine haline geldiğini kanıtlaması gerekiyordu. Kanıt için binlerce Batı Virjinya sakinini kan bağışı yapmaya ikna eder. Amaç, şebeke sularını içen insanların kanlarında P.F.O.A. bulunup bulunmadığını araştırmak ve hastalıkların kaynağını bulmak idi.

Ebedi Kimyasalların ‘Olası’ Sonuçları

Bilott’un yıllara yayılan bireysel çabasıyla 2012 yılında bilim insanları, P.F.O.A.’ler ile böbrek kanseri, testis kanseri, tiroid bozukluğu, yüksek kolestrol ve ülseratif kolitis arasında “olası muhtemel bağlantı” olduğunu açıklıyarak yeni davaların önünü açtılar.

2015 yılına gelindiğinde ise, Ohio Güney Bölge Mahkemesi, böbrek kanserini yenen Carla Bartlett isimli kadına 1.6 milyon Dolar tazminat ödenmesine hükmetti. O tarihe kadar da, DuPont firmasına karşı açılmış toplam 3.535 2 davanın bulunduğu, yetkililer tarafından açıklanmıştır. DuPont firmasının ise, 670 milyon Dolar tazminatı gözden çıkararak, davacılar ile anlaşma masasına oturmak istediği, çeşitli haber ajanslarında yer almaktadır. Her yıl, en fazla 4 veya 5 davanın sonuçlandırılacağı düşünülürse, tüm davaların ancak 2898 yılında biteceği öngörülmektedir.

Karanlık Sular

Avukat Robert Bilott, “Teflon Davaları” olarak nitelendirilen bu davalarla ilgili hatıralarını bir kitapta derlemiş ve bu kitaptan esinlenerek çekilen ve başrollerini Mark Ruffalo, Anne Hathaway ve Tim Robbins’in canlandırdığı “Karanlık Sular (The Dark Waters)” filmi 2020 yılının başlarında vizyona girmiştir. Sıkıcı karantina günlerini film izleyerek değerlendirenlerden iseniz, izlemenizi şiddetle tavsiye ettiğimiz başarılı yapımlardan birisi “Karanlık Sular” olacaktır.

Avukat Robert Bilott, her sene EPA’ye bir mektup yazarak, içme sularındaki P.F.O.A. oranının kontrol edilmesi ve belirlenen sınırlar altında tutulmasını talep etmektedir. Kanserle mücadelesi birçok örgüt ve kuruluş tarafından da desteklenmektedir. “Eğer bir an önce P.F.A.S. kullanımını kısıtlanması ve azaltılması için harekete geçmezsek kanser riskinin katlanarak artacağını ve genetik olarak gelecek nesillere taşınacağı”nın altını ısrarla çizmektedir.

2020 Kentucky Barosu “En İyi Avukat” ödülü, 2020 David Brower Kamu Yararı ve Çevre Hukuku dalında “Yaşam Boyu Başarı” ödüllerinin yanı sıra Right Livelihood Derneği tarafından “alternatif Nobel ödülü” olarak adlandırılan 2017 Right Livelihood Ödülü’ne de layık görülmüştür. Tüm bu süreçte, kazandığı milyonlarca dolar avukatlık ücretine rağmen Bilott emeklilik planları yapmayıp, davalarına ve mücadelesine devam etmektedir.

Çiftçi Wilbur Earl Tennant’ın Ölümü

Çiftliğini, hayvanlarını kaybeden ve kansere yakalanan Wilbur “Earl” Tennant, Mayıs 2009’da, eşi ise ondan iki yıl sonra, 2011’de kanserden yaşamlarını kaybetmiştir. Bilott, 2016 yılında The New York Times’a verdiği bir röportajda “...Adaletin tecelli etmesini beklerken durumu ağırlaşan veya ölen insanları düşündükçe çileden çıkıyorum.” ifadesini kullanmaktadır.

Kimseye sesini duyuramayan Wilbur Tennant’ın, tsunami etkisi yaratacak çığlığına vücut olan Avukat Robert Bilott, 3.500’den fazla kişinin de hakkını aramasına vesile olur. Sadece bununla kalmayıp, mavi-yeşil gezegenimizin ve gelecek nesillerin sağlıklı gelişimi adına, insan sağlığına tehlike arz eden unsurlara karşı, evrensel bir mücadelenin sözcüsü olmuştur..

Avukat Robert Bilott’un bu mücadelesinin tüm baskı ve zorluklara rağmen yılmayan ve mücadelesine devam eden meslektaşlarımıza örnek olması dileğiyle…

Robert Bilott ÜSTAD Dergi’nin Sorularını Yanıtladı

Yazı ve makalelerini okuduğumuz, filmini seyrettiğimiz Avukat Robert Bilott, aktif avukatlığa devam ediyor. Kendisine ulaştık ve küçük bir söyleşi, daha doğrusu soru-cevap yapıp yapamayacağımızı sorduk. Sağolsun, bizi kırmadı ve sorularımızı cevapladı…

Üstad: Dünya’da, ABD tipi avukatlığın pahalı, şekilsel ve güçlü lehine çalışan bir mekanizma olduğu inancı var. Sizin dava süreciniz, avukat ve adalete duyulan güven anlamında, neyi ifade ediyor?

Robert Bilott: Umarım yaşadığım bu süreç; önünüze bürokratik engeller, güçlü baskılar veya ne türlü yasaklar çıkarsa çıksın, belli bir amaç için mücadele verirken, hukukun ve yasal sistemin sonucu doğrudan etkilediğini gösteriyordur.

Üstad: Ülkemizde yoğun bir şekilde teflon kullanımı devam ediyor, neredeyse her evin mutfağında var. Üretim yöntemi mi değişti? O dava sürecinde ortaya çıkan bilimsel gerçeklere rağmen neden bu ürün kullanılıyor, neden bir yasaklama kararı yok?

R.B.: Bu serüven, özellikle teflon yapımında kullanılan kimyasallara dikkati çekmekte (PFOA) – teflonun kendisine değil. Öte yandan marka olan teflon, üretiminde farklı kimyasallar kullanılarak halen üretilmeye devam etmektedir. Maalesef öğreniyoruz ki, çoğu endüstride üretim aşamasında bu kimyasalların yerine kullanılan kimyasallar da “PFOA”in de ferdi olduğu “PFAS” kimyasalları ailesinden. Bilim insanları da, söz konusu bu kimyasalların dünyanın her yerinde, birçok ürünün üretiminde kullanıldığını ve insan bünyesinde kalıcı zararlara yol açtığına dair bağlantılı olduğu konusunda dikkat çekmekte ve uyarılarda bulunmaktadır.

Üstad: Avukatlık mesleği; giderek artan avukat sayısı, düşen gelirler gibi temel bir sorunla boğuşuyor bütün dünyada. Genç avukatlar yön bulmakta zorlanıyor. Ne önerirsiniz genç avukatlara, ne yapsınlar, nasıl çalışsınlar?

R.B.: Umarım genç meslektaşlar, çalışmalarını en yetenekli ve istekli oldukları alanlar üzerinde gerçekleştirirler. Müvekkillerinin veya karşı tarafın mevkilerinden etkilenmeyerek, hırslarını ve inandıkları değerleri kaybetmeden, doğru olanı yapmaya gayret ederler.

Üstad: Geriye dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz? Kitabınızdan ve filmden anladığımız kadarıyla, epey zorlu günler geçirmişsiniz. Bir anlamı oldu mu, çekilen zorlukların?

R.B.: Hikayemin hem kitap hem de film ile geniş kitlelere yayılması ve farkındalık yaratması beni oldukça cesaretlendirdi. Bu konu insan sağlığına son derece tehlike arz eden, insanlığı ilgilendiren ve herkesin bilmesi gereken bir konu, dolayısıyla insanların bilinçlendirilmesi konusunda bir payım olduğu için memnunum.

 

Not: Bu makale ve söyleşi Üstad Dergi 11.sayısında (Güz 2020) yayınlanmıştır.

Benzer Yazılar

Erken Dönem Dava Değerlendirmesi
geleceğin avukatı
hukuk fakülteleri neye hazırlıyor?
Akıllı İlaç Bedellerini Devlet Ödeyecek mi?
Tutsaklığın Resim Hali
Yapay Zeka Çağında Avukatlık...
AİHM'den İklim Değişikliği İle İlgili Beklenen Kararlar
Derin Deniz Madenciliği İkilemi
Kayıp Zarar Fonu; Yasuni (Ekvator) Deneyiminden Çıkarımlar
Büyük Savunma Mitingi
Kayıp Zarar Fonu; Yasuni (Ekvator) Deneyiminden Çıkarımlar
Çevre Ceza Hukuku
Büyük Savunma Mitingi
Hasta, Hekim, Sistem İlişkisi: Hekimlerin Sorumluluğu ve Tıp Alanındaki Problemlerin Kısır Döngüsü
Çevre Hukuku Atölyeleri - V
Çin'de Hukuk ve Yerel Gücün Denetimi
Moda Sektöründe Tasarımların Korunması