“Hayal ettiğin her şey gerçektir.” Pablo Picasso
Eserlerin etki alanının genişlemesini ve arz edilen kitle tarafından daha da benimsenmesini sağlayan kurgusal karakterlerin Eser Sahibi’ne sağlayabileceği ekonomik menfaatler göz önüne alındığında, yaratılan kurgusal karakterler üzerindeki hukuki koruma mekanizması önemli hale gelmektedir.
Örneğin; Örümcek Adam karakteri, kendisinin anlatıldığı hikâyeden bağımsız bir korumaya sahip mi? Meşhur kötümüz Darth Vader, Star Wars serisinden bağımsız bir eser mi? Ya da Kaptan Amerika’nın kalkanı tek başına telif korumasından yararlanabilir mi?
Esasen kurgusal karakterler, bir fikir veya sanat eserinin kurgu dinamiklerini oluşturan, etkileyen ve gerçek hayatta var olmayan veya gerçek hayatta var olandan farklı özellikler barındıran fikri yaratımlar olarak tanımlanabilecek olup kurgusal karakterler, çizgi roman, çizgi film, film ve karikatür gibi eserlerde görsel karakterler olarak karşımıza çıkabileceği gibi masallarda ve çeşitli edebi eserlerde edebi karakterler olarak da karşımıza çıkabilecektir.
Eser Sahibi tarafından yaratılan kurgusal karakterlere ilişkin olarak, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) kapsamındaki telif korumasına dair uygulamaya bakarsak, kurgusal karakterlerin farklı nedenlerle farklı koruma yöntemlerinden yararlanabileceği görülmektedir.
FSEK 4/1-8. maddesinde yer alan “her türlü tipleme” ve yine Kanun’un 4. maddesinde yer alan “grafik eserler” ve “karikatür eserleri” ’ne ilişkin düzenlemelerin, kurgusal karakterler için de geçerli olduğu ve bu kapsamdaki kurgusal karakterlerin, dahil olduğu eserden ari bir şekilde bağımsız bir eser vasfını taşıdığı kabul edilmektedir.
Yüksek Mahkeme kararlarında da bu tür tiplemelerin “içinde yer aldıkları eserlerden bağımsız bir eser olma vasfına sahip olabilme” ihtimali bulunduğu kabul edilmektedir.
Öte yandan kendi başına eser niteliğine sahip olmayan edebi ve dramatik kurgusal karakterlerin, FSEK madde 13/2 hükmü kapsamında eserin parçası olarak değerlendirilmesi sureti ile de eser korumasından yararlanabilmesi mümkün olacaktır. [1] Zira, ilgili maddede “Eser sahibine tanınan hak ve salahiyetler eserin bütününe ve parçalarına şamildir.” hükmü amir olup eserin parçasının, eserin kendisine yönelik ihlallerde başvurulacak hukuki koruma mekanizmalarından yararlanabileceği belirtilmektedir.
Ayrıca yine anılan hükümlerin dışında, FSEK 83. maddesinde düzenlenen “bir eserin ad ve alametleri ile çoğaltılmış nüshalarının şekilleri, iltibasa meydan verebilecek surette diğer bir eserde veya çoğaltılmış nüshalarında kullanılamaz” hükmü kapsamında da kurgusal karakterlerin bir “eserin alameti” olarak korunması imkanı da bulunmaktadır.
Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, bir emsal kararında, “Çocuklar Duymasın” isimli televizyon dizisinde yer alan “Havuç” isimli karaktere birebir benzer nitelikte oyuncak bebek üretildiği ve satışının yapıldığı, havuç bebek isimli ürün görselinin bahse konu dizideki havuç karakterini canlandıran oyuncuya her yönüyle benzediği, davacının ise senaryo yazarı ve yapımcısı olarak, üç boyutlu “Havuç” tiplemesi üzerinde hem FSEK 4/1-8 maddesi kapsamında güzel sanat eseri sahibi olduğu, hem de senaryo yazımı sırasında oluşturulan “Havuç” edebi karakteri/tiplemesi üzerinde FSEK 83.maddesi kapsamında eser alameti olarak hak sahibi olduğu belirtilmiş ve davalı tarafından üretilen oyuncak bebeğin izinsiz oluşturulması ile eser sahibinin işleme hakkının ihlal edildiği ve bu oyuncak bebeklerin piyasaya sunulması suretiyle ise FSEK uyarınca mali haklara tecavüz ve başkalarının iş ürünlerinden izinsiz yararlanma anlamında haksız rekabet teşkil ettiği tespit edilmiştir. [2]
Ancak kurgusal karakterlerin eserin alameti olarak korunması için Kanun’da da öngörüldüğü üzere yaygın genel kullanımdan farklı ve ayırt edicilik vasfının bulunması gerekmekte olup, bu kapsamda örneğin Murat Menteş romanlarını süsleyen; Ruhi Mücerret, Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Habip Hobo, Ferruh Ferman, Fu, Şebnem Şibumi, Müntekim Gıcırbey, Hayati Tehlike, Avni Vav, Nazlı Hilal, Civan Kazanov gibi edebi karakterlerin FSEK madde 83 kapsamında ad ve alamet korumasından yararlanacağı ifade edilebilecektir.
Edebi karakterlerin, eserin alametleri (ayırt edici özellikleri) kapsamında değerlendirilmesinin en önemli sonucu ve farkı, şüphesiz hak ihlalleri halinde başvurulabilecek hukuki koruma mekanizması olacaktır. Zira, edebi karakterler FSEK madde 83 kapsamında eserin alametleri olarak değerlendirildiği takdirde, ancak haksız rekabet hükümlerine göre tazminat talebinde bulunulabilecek olup somut olayda haksız rekabet şartlarının gerçekleşmiş olması şartı aranacaktır.
Bununla birlikte, karakterin tanımlanmasına destek olan özgün nitelikteki tamamlayıcı parçaların/aksesuarların da karakterden ayrılsa dahi telif hakkı korumasından yararlanabildiği örnekler mevcuttur. Örneğin; New Line Cinema – Russ Berrie Davasında, Elm Sokağı film serisinde yer alan karaktere ait eldivenin, davalı firma tarafından üretilerek satışının yapılması ile telif hakkının ihlal edildiğine zira, dava konusu eldivenin karakterin tanımlanmasına destek olduğu gerekçesiyle tek başına telif hakkı ile korunabileceği yönünde karar verilmiştir.[3]
Kurgusal karakterlerin telife ilişkin haklardan yararlanması şartları yabancı Mahkeme kararlarında da tartışılmış ve hangi karakterlerin korunmaya değer olacağının tespiti için “yeterince betimlenmiş testi” ve “anlatılan hikâye testi” kavramları tanımlanmıştır.
Anılan testler yıllar içerisinde birçok yabancı mahkeme kararında yer almış olup kurgusal karakterlerin eserdeki rolüne bakılarak bu testlerde yer alan unsurlar uygulanmış ve karakterin telif hakkı korumasından yararlanıp yararlanamayacağı tespit edilmiştir.
Yeterince betimlenme testi, Nichols – Universal Pictures davası ile ortaya çıkmış ve mahkeme tarafından, karakterin bağımsız olarak telif hakkı sahibi olması için, iyi tanımlanmış olması gerektiği tespit edilmiştir. Bu yaklaşıma göre, karakterin yeterince betimlenmiş olması nedeni ile telif korumasından yararlanabilmesi için karakterin fiziksel ve kavramsal niteliklere sahip olması, birden çok farklı durumda aynı karakter olarak tanımlanabilmesi, tutarlı özellikler göstermesi ve özellikle “ayırt edici” ve “bazı benzersiz ifade unsurları içermesi” gerekmektedir. Örneğin, mahkeme kararlarında James Bond karakteri, farklı aktörler tarafından canlandırıldığı durumlarda dahi anılan karaktere ait özellikler tutarlı olarak tekrarlandığı için bu test ile çelişki yaratmadığı tespit edilmiştir.
Bu durumda karakter ana hikâyenin bizzat konusu olmasa dahi 3. kişiler tarafından özellikleri sonucu fark edilebiliyorsa anılan karakterin bağımsız telif hakkına sahip olduğunun kabulü gerekecektir.
Anlatılan hikâye testi ise, 1954 yılında görülen Warner – Columbia Broadcast Systems davasına dayanmakta olup, somut olayda dava konusu karakterin hikayenin kurgulanması için salt bir araç olduğu, eserin satışında ekonomik bir etkisi olmadığı belirtilerek kurgusal karakterlerin telif hakkı korumasından eserden ari bir biçimde yararlanması için hikâyenin anlatılmasında salt bir araçtan daha fazlası olması gerektiği; bir başka ifade ile, anlatılan hikâyenin kendisi olması gerektiği vurgulanmıştır. Nitekim “Rocky” film serisinin dava konusu olduğu bir başka davada, karakterin yeterince gelişmiş olduğu ve filmin merkezinde yer aldığı vurgulanarak hikâyeyi olay örgüsünden ziyade salt bahse konu karakterin oluşturduğu, dolayısı ile Rocky karakterinin hikayesinin anlatıldığı filmden bağımsız olarak telif hakkından yararlanacağı yönünde hüküm tesis edilmiştir.[4]
“Stan, bu duyduğum en berbat fikir. Karaktere Örümcek Adam adı verilmez ki… İnsanlar örümcekleri sevmez” |
Popüler kurgusal karakterler olan, Örümcek Adam, X-Men, Hulk, Kaptan Amerika gibi kurgusal karakterlerin yaratıcısı Stan Lee’nin eserlerine baktığımızda, yaratılan kurgusal karakterlerin tam anlamıyla “anlatılan hikâye” kavramını karşıladığı ve böylece anlatılan hikâyenin kurgusal karakterin kendisi haline geldiği, bir başka ifade ile kurgusal karakterin, hikâyenin anlatılması için vazgeçilmez zorunlu bir unsur haline geldiği görülmektedir.
Yeterince betimlenmiş olma ve anlatılan hikâye testleri kapsamında Star Wars filmi örneğimize dönecek olursak, Darth Vader karakteri hem anlatılan hikaye hem de yeterince betimlenmiş olma testleri sonucunda bağımsız bir telif konusu olarak kabul edilebilecekken yine filmde yer alan İmparator Palpatine, Chewbacca ve Obi-Wan Kenobi karakterleri hikayede yeterince betimlenmiş oldukları için telif hakkına sahip kurgusal karakterler olarak kabul edilebilecektir.
Eser Sahibi bu açıklanan telif korumalarına ek olarak, yaratmış olduğu kurgusal karakteri bir başka eserde kullanarak ve/veya marka olarak tescilini gerçekleştirerek ve/veya ürünleştirerek (merchandising) kurgusal karakteri yer aldığı eserden ari bir şekilde kullanıp ekonomik menfaat sağlayabilir.[5]
Kurgusal karakterlerin, ürünleştirme (merchandising) yolu ile de yaratıcısına ekonomik menfaat sağladığı haller uygulamada görülmekte olup WIPO’nun No.489 (E) No’lu ve 2004 tarihli el kitabı uyarınca, bir çizgi karakterin t-shirt üzerine basımı sonucu yapılan t-shirt satışı kurgusal karakter temelli ürünleştirmeye; gerçek bir aktör tarafından canlandırılan karakterin özelliklerinin (ses, görüntü vb.) kullanılarak ekonomik menfaat sağlandığı durumlar ise gerçek karakter temelli ürünleştirmeye örnek olarak gösterilebilir.
Öte yandan, kurgusal karakterlerin marka olarak tescili de mümkündür. Ancak, kurgusal karakter ismine ilişkin yaratıcısı dışında gerçekleştirilen bir 3.kişi marka başvurusunun, karakterin yaratıcısının sahip olduğu telif hakkı ile çatıştığı durumlarda, telif hakkı sahibinin hakkına üstünlük tanındığı görülmektedir.
Bu husus, OHIM Temyiz Kurulu’nun incelediği “Tony Montana” kararında tartışılmış olup Amerikan Menşeili “Universal City Studios LLLP” tarafından, telif hakkı sahibi olduğu Scarface filminin ana karakteri olan Tony Montana isminin, bilgileri ve onayları dışında marka olarak tescil edildiği gerekçesiyle Türk menşeili Tony Montana markasının hükümsüz kılınması için OHIM’e başvurulmuştur.
OHIM Temyiz Kurulu kararında, ilke olarak eser üzerindeki telif hakkı korumasının eserlerdeki karakterlere yansımayacağı kabul edilse de, kurgusal karakterin özelliklerinin, yukarıda da değinildiği üzere eser sahibinin fikri yaratımı ile detaylı bir şekilde tasvir edildiği durumlarda telif hakkı korumasının karakteri de kapsayacağı, nitekim Tony Montana’nın detaylı bir şekilde tasvir edilen, ayırt edici nitelikleri haiz, halk tarafından bilinen ve ticari kaynağı gösteren bir karakter olması sebebiyle de eser üzerindeki telif hakkının, karakterin ismine yayılması suretiyle eserden ari olarak da telif hakkı korumasından yararlanacağı vurgulanmıştır.
Sonuç olarak; kurgusal karakterlerin farklı koşullarda, farklı hukuki korumalardan yararlanabildikleri ve çoğunlukla içinde yer aldıkları eserden bağımsız şekilde eser niteliğini haiz oldukları görülmektedir.
Nitekim Usta Obi-Wan Kenobi’nin Luke’a dediği gibi;
“İnandığımız gerçeklerin birçoğunun bizim bakış açımıza bağlı olduğunu göreceksiniz.”
Yazarlar: Av. Orhan Fahri Başçavuşoğlu & Av. Zuhal Selin Sağmanlıgil & Av. Sıla Kurnaz
[1] Yıldız, O. A. , Türk Hukukunda Kurgusal Karakterlerin Korunması, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt :11 Sayı : 124, 2016, s. 72
[2] Yargıtay 11. HD., E. 2019/285 K. 2019/7339 T. 20.11.2019
[3] 161 F. Supp. 2d 293, 302 (S.D.N.Y. 2001)(united states district court S.D: new York)
[4] Schreyer, Amanda, “An Overview of Legal Protection for Fictional Characters: Balancing Public and Private Interests,” Cybaris®: Cilt: 6 Sayı: 1, 2015 s. 59.
[5] Yıldız, O. A. , Türk Hukukunda Kurgusal Karakterlerin Korunması, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt :11 Sayı : 124, 2016, s. 67