Yapay zeka, mümkün olan her yönüyle tartışmaların odağında. İyimserler, kötümserler, arada kalanlar; herkes bir şekilde yapay zeka ile ilgili bir şeyler öğrenmeye, anlamaya çalışıyor. Nedir, nasıl çalışır, ne işe yarar, nereye kadar gidebilir, insan türünün sonunu mu getirecek yoksa iklim değişikliği dahil çözümsüz görünen küresel sorunları bir çırpıda ortadan mı kaldıracak…Bu sorunları şimdilik bir kenara bırakalım ve bugün, yapay zekanın çevresel etkilerine dair gelişmelere odaklanalım.
Yapay Zekanın Çevresel Etkileri
Yapay zekanın çevresel etkileri, bugüne kadar görmezden gelinen bir alan. Çok büyük miktarda enerji kullanan yapay zeka sistemleri, veri merkezlerini soğutmak için gereken su ve YZ donanımlarını üretmek için kullanılan nadir toprak elementlerinin çıkarılması ve sonrasında ortaya çıkan elektronik atıklar ilk anda akla gelen çevresel etkiler.
Yapay zekanın çevresel etkilerine ilk dikkat çeken isimlerden olan ve 2018 yılından bu yana konu hakkında makaleler yayınlayan yazar Kate Crawford;
“OpenAI tarafından San Francisco, Kaliforniya’da oluşturulan chatbot ChatGPT’nin şimdiden 33.000 evin enerjisini tükettiği öne sürülüyor. Üretken yapay zeka tarafından yönlendirilen bir aramanın, geleneksel bir web aramasının dört ila beş katı enerji kullandığı tahmin edilmektedir. Yıllar içinde, büyük YZ sistemlerinin tüm uluslar kadar enerjiye ihtiyaç duyması muhtemeldir. Ve bu sadece enerji değil. Üretken YZ sistemleri, işlemcilerini soğutmak ve elektrik üretmek için muazzam miktarda tatlı suya ihtiyaç duyuyor. West Des Moines, Iowa’da dev bir veri merkezi kümesi OpenAI’nin en gelişmiş modeli olan GPT-4’e hizmet veriyor. Bölge sakinleri tarafından açılan bir dava, OpenAI’nin modelin eğitimini tamamlamasından bir ay önce, Temmuz 2022’de kümenin bölgedeki suyun yaklaşık %6’sını kullandığını ortaya çıkardı.”
diyerek çevresel etkilerin giderek büyüyen olumsuz etkilerini ortaya koyuyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, Massachusetts Senatörü ve aynı zamanda Senato Çevre ve Bayındırlık İşleri Temiz Hava, İklim ve Nükleer Güvenlik Alt Komitesi Başkanı Ed Markey liderliğindeki ABD’li Demokrat senatörlerin, 1 Şubat 2024 tarihinde hazırladıkları “Yapay Zeka Çevresel Etkiler Yasası“nı kamuoyuna duyurmaları bu anlamda büyük ilgi çekti.
Kate Crawford, yasa taslağını olumlu bir gelişme olarak nitelendirirken, daha gidilecek çok yol olduğunu da eklemeyi ihmal etmiyor. Peki, Yapay Zeka Çevresel Etkiler yasa taslağı neleri içeriyor?
artificial_intelligence_environmental_impacts_act_of_2024_-_020124pdf artificial_intelligence_environmental_impacts_act_of_2024_-_020124pdf
Taslağın mimarı Senatör Markey;
“Çevremiz söz konusu olduğunda yapay zeka kullanımının Dickensvari bir niteliği var: Gezegenimizi daha iyi hale getirebileceği gibi daha da kötüleştirebilir, YZ Çevresel Etkiler Yasası, YZ’nin çevremiz üzerindeki etkisini ölçmek için net standartlar ve gönüllü raporlama yönergeleri belirleyecektir. Yeni nesil YZ araçlarının geliştirilmesi gezegenimizin sağlığı pahasına olamaz.”
derken, taslakta imzası bulunan Temsilciler Meclisi Yapay Zeka Grubu eş başkanı Temsilci Anna Eshoo‘da,
“YZ ülkemiz için inanılmaz olanaklar sunuyor, ancak bunun yüksek çevresel maliyetleri de var. YZ’yi araştırmak ve geliştirmek için gerekli kaynaklar çok yoğun ve YZ sistemleri ölçek olarak büyüdükçe ve toplumun çeşitli sektörlerinde daha yaygın olarak kullanıldıkça, YZ geliştirme ve kullanımının çevresel etkilerini anlamak kritik önem taşıyor. YZ’nin çevresel etkileri üzerine kapsamlı bir çalışma yürütmek, bu etkileri ölçmek için gereken standartları belirlemek ve YZ geliştiricilerinin çevresel etkilerinin tamamını raporlamaları için bir sistem oluşturmak amacıyla Yapay Zeka Çevresel Etkiler Yasasını sunmaktan gurur duyuyorum.”
diyerek yasal düzenleme motivasyonunu ifade etmiştir. Son olarak, Temsilciler Meclisi Yapay Zeka Grubu başkan yardımcısı Temsilci Don Beyer‘de,
“Hızla büyüyen bu teknolojinin çevresel etkilerini anlamak, bu etkileri ele almaya başlayabilmemiz için kritik önem taşıyor. Yapay zekanın diğer sektörlerdeki emisyonları azaltmamıza ve yenilikçi iklim çözümleri geliştirmemize yardımcı olabileceği yolları kabul ederken, çevremiz üzerinde yaratabileceği olumsuz etkilere karşı sorumlu olduğumuzdan emin olmamız gerekiyor.”
sözleriyle düzenlemenin amaç ve hedefini ortaya koymuştur. Bu çerçevede, Yapay Zeka Çevresel Etkiler Yasası ile;
- Yapay Zekanın Çevresel Etkileri Üzerine Bir Çalışma Yapılacaktır: Çevre Koruma Ajansı (EPA) iki yıl içinde yapay zekanın çevresel etkileri üzerine kapsamlı bir çalışma yürütecektir. Çalışma; enerji tüketimi, kirlilik ve e-atık dahil olmak üzere yapay zeka modelleri ve donanımının yaşam döngüsünü inceleyecek ve yapay zeka uygulamalarının olumlu ve olumsuz çevresel etkilerini değerlendirecektir.
- Bir YZ Çevresel Etkiler Komisyonu Oluşturulacaktır: Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST), yapay zekanın çevresel etkileri için ölçüm ihtiyaçlarını ve standartlarını belirlemek üzere paydaşlardan oluşan bir komisyon oluşturacaktır.
- Gönüllü Bir Raporlama Sistemi Oluşturulacaktır: Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST), yapay zeka geliştiren veya işleten kuruluşların yapay zekanın çevresel etkilerinin tamamını gönüllü olarak raporlamaları için bir sistem geliştirecektir.
- Kongre’ye Bir Rapor Sunulacaktır: Dört yıl içinde Çevre Koruma Ajansı (EPA), Enerji Bakanlığı ve Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST), Kongre’ye komisyonun bulgularını detaylandıran ve gönüllü raporlama sistemini açıklayan ortak bir rapor sunacak ve daha fazla yasama ve yürütme eylemi için önerilerde bulunacaktır.
Hugging Face, Data and Society, Climate Change AI, Public Citizen, Sierra Club, Electronic Privacy Information Center, Greenpeace USA, Center for AI and Digital Policy, Friends of the Earth Action, Kairos Action, Eko, Accountable Tech, Encode Justice, Union of Concerned Scientists, Fidutam, Green Web Foundation, Sustainable Digital Infrastructure Alliance ve Access Now tarafından desteklenen yasa taslağı hakkında konuşan Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Yardımcı Doçent Emma Strubell,
“Yapay zekâ alanındaki son gelişmeler, büyük toplumsal zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olma konusunda büyük bir potansiyele sahip. Ancak, YZ’nin geliştirilmesi ve kullanılmasının, benzeri görülmemiş hesaplama gereksinimleri nedeniyle çevre üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğine dair kanıtlar giderek artmaktadır. Bu etkilerin gerçek ölçeği ve kapsamına ilişkin anlayışımız, raporlama için gerekli verilere ve standartlara erişimle sınırlı olarak hala yeni gelişmektedir. Senatör Markey’in YZ Çevresel Etkiler Yasası, YZ ve çevre arasındaki karmaşık ilişkiyi aydınlatmak için bir yol haritası sunmaktadır; bu da YZ teknolojisinin çevremiz ve toplumumuz üzerinde net bir olumlu etki yaratacak şekilde geliştirilmesini ve kullanılmasını sağlamak için kritik öneme sahip olacaktır.”
diyerek taslağa destek vermiştir.
Taslağı destekleyen sivil toplum örgütleri temsilcilerinin görüşleri aşağıda aktarılmaktadır.
Kudüs İbrani Üniversitesi Kıdemli Öğretim Görevlisi Dr. Roy Schwartz, “Senatör Markey ve Senatör Heinrich’in mevzuatı, yapay zekanın kritik ancak yeterince araştırılmamış bir yönünü, çevresel ayak izini ele alacak. Tasarı, YZ araçlarının çevresel yönlerine ilişkin şeffaflığı teşvik edecek ve kuruluşların hem raporlama yapmalarına hem de sonuç olarak olumsuz çevresel etkilerini azaltmalarına olanak tanıyacaktır. Bu yasa daha iyi bir zamanda çıkamazdı, çünkü bu araçlar her yerde bulunur hale gelmekte, onları inşa etmek ve dağıtmak için daha fazla miktarda enerji, sunucularını soğutmak için su ve onlar için veri merkezleri inşa etmek için arazi gerektirmektedir.”
Climate Change AI Kurucu Ortağı ve Başkanı Dr. Priya Donti, “Bu mevzuat, yapay zekanın girdilerinin ve uygulamalarının etkilerini ölçmemize ve dolayısıyla bu etkileri şekillendirmek için daha hedefli eylemler gerçekleştirmemize yardımcı olarak toplumun yapay zeka kullanımını iklim değişikliği hedefleriyle uyumlu hale getirme yolunda çok önemli bir adım sağlıyor.”
Greenpeace ABD Kıdemli İklim Araştırmaları Uzmanı Erik Kojola, “YZ kullanımı hızla artarken, toplumun bu yeni teknolojinin çevreyi nasıl etkilediğini anlaması gerekiyor. Bu, enerji kullanımı ve karbon emisyonlarını izlemek için titiz bir sisteme ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. Yapay Zeka Çevresel Etkiler Yasası 2024, bu sistemi oluşturmak ve yapay zekanın iklim krizine nasıl katkıda bulunduğunu incelemek için hayati bir adımdır. Bu, gelişmekte olan yapay zeka endüstrisine çok ihtiyaç duyulan şeffaflığı ve hesap verebilirliği getirecektir.”
Yapay Zeka ve Dijital Politika Merkezi Başkanı Merve Hickok, “Yapay Zeka ve Dijital Politika Merkezi, Yapay Zeka Çevresel Etkiler Yasasını güçlü bir şekilde desteklemektedir. Senatör Markey ve Senatör Heinrich’in cesur girişimi, yapay zeka sektöründeki en büyük zorluklardan biri olan iklim değişikliğinin olası hızlanmasını ele alıyor. YZ sistemlerinin çevresel etkilerini değerlendirmek için araştırma ve analize ihtiyacımız var. Senato’nun değerlendirmesi için en önemli öncelik olmalıdır.”
Kairos Action Program ve Strateji Direktör Yardımcısı Dom Leon-Davis, “Yapay Zeka, Silikon Vadisi’ndeki kurumsal yarışın en son aracı haline geldi ve her şirket rekabetçi kalabilmek için yapay zeka odaklı ürünler ortaya koymaya çalışıyor. Kontrol edilmezse, teknoloji yöneticileri tarafından itilen bu hızlı gelişme, üzerinde yaşadığımız gezegene zarar verebilir ve verecektir, özellikle de zaten temiz hava solumak ve temiz su içmek için mücadele eden yoksul, Siyah ve Kahverengi toplulukları etkileyecektir. Artan enerji kullanımından e-atıklara ve bizim için bilinmeyen etkilere kadar – şimdi böyle bir düzenlemeye ihtiyacımız var. Bu yasanın, teknolojinin hepimiz için çalıştığı bir dünya yaratmak için doğru yönde adımlar attığını görmekten memnuniyet duyuyoruz.“
Sürdürülebilir Dijital Altyapı İttifakı Direktörü Max Schulze, “Lord Kelvin’in akıllıca ifade ettiği gibi, ‘Ölçmek bilmektir‘. Amerika Birleşik Devletleri şeffaflığı teşvik etme ve küresel standartları belirleme konusunda öncü bir rol üstlendiğinden, Senatörler Markey ve Heinrich’in girişimini heyecanla karşılıyor ve bu konuda işbirliği yapmaya istekliyiz. Bu girişim, sadece modelleri değil, aynı zamanda kullanımlarını da kapsayarak yapay zekanın çevresel maliyetleri için önemli ölçüde görünürlük yaratıyor. Yapay zeka tedarik zincirindeki tüm çevresel etkileri dikkate almak için yalnızca enerji tüketiminin ötesine geçen bütünsel yaklaşımı özellikle destekliyoruz. Bu, küresel olarak sürdürülebilir ve sorumlu YZ uygulamalarının geliştirilmesi için hayati önem taşımaktadır.”
Princeton Üniversitesi’nde Yardımcı Doçent olan Peter Henderson, “Şu anda YZ’nin çevre üzerindeki etkisi konusunda önemli bir belirsizlik var. Bir yandan, daha iyi verimlilik için altyapı ve sistemleri iyileştirmek için kullanılabilirken, diğer yandan artan malzeme, üretim ve enerji kullanımı talebi yoluyla çevreye zarar verebilir. Hükümetin, YZ’nin çevresel etkileri konusunda şeffaflığı ve inovasyonu teşvik ederek YZ’nin çevre için net bir pozitif olmasını sağlamada oynayacağı büyük bir rol vardır. Senatör Markey ve Senatör Heinrich’i, olumlu sonuçlara doğru bir yol haritası sağlayacak bu Yasa Tasarısını sundukları için alkışlıyorum.”
Accountable Tech Politika ve Savunuculuk Direktörü Kaili Lambe, “YZ ile ilgili bilinmeyenlerden biri de çevre üzerindeki etkisidir. Hızlı ilerlemeler, veri yoğun YZ sistemlerinin giderek daha yaygın bir şekilde kullanılmasına yol açtığından, çevresel bozulma potansiyeli de dahil olmak üzere istenmeyen zararları anlamak ve azaltmak için adımlar atmak zorunludur. Büyük Teknoloji inovasyonu söz konusu olduğunda şeffaflık çoğu zaman arka planda kalmaktadır. Senatörler Markey ve Heinrich’in taslağı, YZ’nin çevresel etkileri hakkında kritik bilgiler edinmek için bir fırsat sunuyor ve bu yasanın geçtiğini görmek için sabırsızlanıyoruz.”
Union of Concerned Scientists Bilim ve Demokrasi Merkezi Direktörü Jennifer Jones, “YZ teknolojileri toplum üzerinde büyük etkiler yaratma potansiyeliyle hızla yayılıyor. Yoğun enerji tüketimi ve insanlara ve doğaya zarar veren çevresel atıkların yaratılması da dahil olmak üzere bu teknolojilerin hem faydalarını hem de risklerini tam olarak anlamalıyız. YZ’nin çevresel etkilerini takip etmek, bu bilgilerin kamuya açık olmasını sağlamak ve bu zararları azaltmayı planlamamıza yardımcı olmak gibi bir sorumluluğumuz var. Daha da önemlisi, yasa tasarısı sivil toplum da dahil olmak üzere paydaşların yapay zeka modellerinin, sistemlerinin ve donanımlarının tüm yaşam döngüsünü incelemesine ve raporlamasına olanak tanıyarak en çok etkilenen toplulukların seslerini masaya getirecektir.”
Data & Society Politika Direktörü Brian J. Chen, “Şu anda, yapay zekanın çevresel etkilerinin derinliği ve ölçeği hakkında yalnızca sınırlı bir anlayışa sahibiz; ancak bildiklerimiz endişe verici. YZ’nin muazzam enerji tüketimi ve kirlilik etkilerinin küresel ısınmayı ve iklim felaketini şiddetlendirmesi muhtemeldir. YZ Çevresel Etkiler Yasası, teknolojinin insanlara, topluluklara ve habitatlara verdiği zararların daha iyi anlaşılması için önemli bir araştırma temeli oluşturmaktadır.”
Green Web Vakfı Strateji ve Ortaklıklar Direktörü Michelle Thorne, “Ölçülen şey yönetilir. Green Web Foundation olarak bu tasarıyı yapay zekanın çevresel etkilerinin şeffaflaştırılması yönünde atılmış önemli bir adım olarak memnuniyetle karşılıyoruz. Bugüne kadar tutarlı ve karşılaştırılabilir verilerin eksikliği teknoloji uzmanları, araştırmacılar, politika yapıcılar ve sivil toplum için engelleyici olmuştur. Bu tasarı, kaynakların bilişime nasıl tahsis edileceği konusunda daha fazla veriye dayalı tartışmaların yapılmasına yardımcı olacaktır.”
Friends of the Earth Action İklim Dezenformasyon Programı Direktörü Michael Khoo, “Friends of the Earth Action, yapay zekanın iklimle ilgili kaygılarını ele alan yasa tasarısını desteklemekten gurur duyuyor. Yapay zeka, iklim krizi konusunda daha fazla dezenformasyon yaratmanın yanı sıra, şeffaf hale getirilmesi gereken muazzam bir enerji maliyetine de yol açıyor. Kongre, son yirmi yılda sosyal medyada yaptığı gibi, YZ şirketlerine iyilik yapmaları için güvenmek gibi bir hataya düşmemelidir. Milletvekillerini gezegenimizin iyiliği için bu tasarıyı desteklemeye çağırıyoruz.”
Sivil toplum ve bilim insanları tarafından güçlü bir şekilde desteklenen yasa tasarısı, Kate Crawford tarafından da ifade edildiği gibi “iyi bir başlangıç” olabilir. Ancak, ‘gönüllülük‘ temelinde ne kadar mesafe alınabileceği, soru işareti. Yapay zeka endüstrisinde enerji ve su kullanımını ölçmeyi ve kamuya açık bir şekilde raporlama yapılması; enerji tasarruflu donanım, algoritma ve veri merkezlerinin geliştirilmesine öncelik verilmesi ve yalnızca yenilenebilir enerji kullanmanın sağlanması; tüm bu süreçlerin bağımsız kuruluşlar tarafından düzenli olarak denetlenmesi süreci hızlandırabilecektir. Bunun için de yapay zeka şirketlerinin bu tür bilgilerinin ‘ticari sır‘ olarak tanımlanmasından vazgeçilmesi de bir zorunluluk.
Biz, Türkiye olarak, bu tartışmaların neresindeyiz sorusu da var. Yapay zeka kümelenmelerinin giderek çoğalmaya başladığını düşünürsek, bu meselenin de eş zamanlı olarak gündeme gelmesi, yapay zeka eko sistemine dahil olması önemli. Gecikerek de olsa tartışmalara dahil olacaksak, en azından bütün yönlerini kavrama şansımız olabilir.
Bu haber; Senatör Ed Markey’in web sayfasında yer alan bilgiler ile Kate Crawford’un Nature dergisi web sayfasında yer alan makalesinden derlenmiştir.