Üç gün önce yayınlanan “AİHM İklim Davalarına Yön Verecek; 9 Nisan Bekleniyor” başlıklı yazımızda; AİHM Büyük Dairesi’nin iklim değişikliği kapsamında yapılan üç başvuruyu karara bağlayacağını ve bu kararın yön belirleyici olacağını vurgulamıştık.
AİHM Büyük Dairesi’nin üç iklim değişikliği davası ile ilgili kararı bugün açıklandı.
İklim Değişikliği ile İlgili Beklenen Kararlar
İki başvuru kabul edilemez bulunurken, bir başvuruda “ihlal” kararı verildi. AİHM; Portekiz ve Türkiye dahil 33 ülkeye yapılan başvuruyu iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulurken, Fransa’ya karşı yapılan başvuruda, eski belediye başkanı “mağdur” statüsüne sahip olmadığı için kabul edilemez bulmuştur.
İhlal kararı verilen ve İsviçre’ye karşı yapılan başvuruda, AİHM, Sözleşme’nin 8. maddesinin, iklim değişikliğinin yaşam, sağlık, refah ve yaşam kalitesi üzerindeki ciddi olumsuz etkilerine karşı Devlet yetkilileri tarafından etkili bir şekilde korunma hakkını kapsadığını ve bu anlamda devletlere pozitif yükümlülükler yüklediğine, karar vermiştir.
Bu karar, bir yandan iklimi değişikliğinin temel insan hakları arasında olduğunun kabul edilmesi anlamına gelirken bir yandan da iklim davalarının doğru muhataplar ve doğru usullerle yürütülmesinin önemini de ortaya koymuştur.
AİHM Açıklaması
Bu konuda AİHM tarafından yapılan açıklama aşağıda sunulmaktadır.
Verein KlimaSeniorinnen Schweiz ve Diğerleri / İsviçre davası, küresel ısınmanın yaşam koşulları ve sağlıkları üzerindeki sonuçlarından endişe duyan dört kadın ve üyelerinin tamamı yaşlı kadınlardan oluşan bir İsviçre derneği olan Verein KlimaSeniorinnen Schweiz tarafından yapılan bir şikayetle ilgilidir. Bu kadınlar, İsviçre makamlarının iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için yeterli önlem almadığını düşünmektedir.
Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin, iklim değişikliğinin yaşam, sağlık, refah ve yaşam kalitesi üzerindeki ciddi olumsuz etkilerine karşı Devlet yetkilileri tarafından etkili bir şekilde korunma hakkını kapsadığını tespit etmiştir. Ancak, dört bireysel başvurucunun Sözleşme’nin 34. maddesi kapsamındaki mağdur statüsü kriterlerini karşılamadığına karar vermiş ve şikayetlerini kabul edilemez ilan etmiştir. Buna karşın, başvuran dernek, şikâyette bulunma hakkına sahipti.
Mahkeme, Sözleşme’nin özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ve mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, İsviçre Konfederasyonu’nun Sözleşme kapsamında iklim değişikliğine ilişkin yükümlülüklerini (“pozitif yükümlülükler”) yerine getirmediğine karar vermiştir.
Carême / Fransa davası, Grande-Synthe belediyesinin eski sakini ve belediye başkanının, Fransa’nın küresel ısınmayı önlemek için yetersiz adımlar attığını ve bu başarısızlığın yaşam hakkı ile özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlaline yol açtığını ileri sürdüğü şikâyeti ile ilgilidir. Mahkeme, başvuranın Sözleşme’nin 34. maddesi anlamında mağdur statüsüne sahip olmadığı gerekçesiyle başvuruyu kabul edilemez ilan etmiştir.
Duarte Agostinho ve Diğerleri v. Portekiz ve 32 Diğerleri davası, başvuranların davalı Devletlere atfettikleri ve yaşamlarını, refahlarını, ruh sağlıklarını ve evlerinden huzurlu bir şekilde yararlanmalarını etkilediğini iddia ettikleri iklim değişikliğinin mevcut ve gelecekteki ciddi etkileriyle ilgilidir. Portekiz dışındaki davalı Devletlerin ülke dışı yargı yetkisi ile ilgili olarak, Mahkeme, Sözleşme’de, yargısal yorum yoluyla, başvuranların talep ettiği şekilde ülke dışı yargı yetkilerinin genişletilmesi için herhangi bir gerekçe bulunmadığını tespit etmiştir.
Başvuranların şikâyetleriyle ilgili olarak Portekiz’de herhangi bir hukuki yola başvurmadıkları göz önünde bulundurulduğunda, başvuranların Portekiz aleyhindeki şikâyetleri de iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunmuştur.
Mahkeme, iklim değişikliği konusunda Portekiz ve diğer Devletler aleyhine yapılan başvuruları kabul edilemez ilan etmiştir.
Başvuruların Temel Unsurları
Tamamlayıcı olması açısından, 6 Nisan 2024 tarihli yazımızda karara bağlanan başvurularla ilgili bilgileri özet olarak buraya aktarmak isteriz.
Verein KlimaSeniorinnen Schweiz ve Diğerleri / İsviçre
Verein KlimaSeniorinnen Schweiz ve Diğerleri / İsviçre (no. 53600/20) başvurusu 26 Kasım 2020 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılmıştır. Başvuranlar; yaşam koşullarını ve sağlıklarını olumsuz etkilediğini iddia ettikleri iklim değişikliği, özellikle küresel ısınmanın etkisini azaltmak için İsviçre makamlarının çeşitli başarısızlıklarından şikayet etmektedirler.
İsviçre Konfederasyonu’nun Sözleşme uyarınca yaşamı etkin bir şekilde koruma (Madde 2) ve evleri de dâhil olmak üzere özel ve aile yaşamlarına saygı gösterilmesini sağlama (Madde 8) görevlerini yerine getirmediğinden şikâyet ederken, Devlet’in iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini ele almak için gerekli önlemleri almamasıyla ilgili olarak, Sözleşme’nin 6. maddesi anlamında bir mahkemeye erişimlerinin olmadığından da şikayet etmektedirler.
Başvuranlar, 2. ve 8. maddeler kapsamındaki şikâyetlerini sunabilmeleri için etkili bir iç hukuk yolunun mevcut olmadığını ileri sürerek, 13. maddenin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğinden de şikâyetçi olmuşlardır.
AİHM Dairesi, Mahkeme İç Tüzüğü’nün 41. maddesi uyarınca davaya öncelik tanınmasına, ardından da 26 Nisan 2022 tarihinde başvuruyu Büyük Daire’nin çözümlemesi gerektiğine karar vermiştir.
Avusturya, İrlanda, İtalya, Letonya, Norveç, Portekiz, Romanya ve Slovakya Hükümetleri, listelenen kişi/kuruluşlara ek olarak, üçüncü taraf olarak yargılamaya müdahil olmuşlardır. İrlanda Hükümeti ve Avrupa Ulusal İnsan Hakları Kurumu Ağı’na (ENNHRI) üçüncü taraf olarak sözlü müdahil olma izni verilmiştir. Başvuru kapsamında, Strazburg’daki mahkeme binasında 29 Mart 2023 tarihinde kamuya açık bir duruşma düzenlenmiştir.
Carême / Fransa
Carême / Fransa (no. 7189/21) başvurusu 28 Ocak 2021 tarihinde yapılmıştır. Başvuran eski belediye başkanı; Fransa’nın iklim değişikliğiyle mücadele etmek için yeterli adımları atmadığını ve bu başarısızlığın, özellikle 2030-40 döneminde Grande-Synthe belediyesinin maruz kalacağı iklim değişikliği kaynaklı sel riski ile ilgili olarak, yaşam hakkının ve özel ve aile hayatına ve konutuna saygı hakkının ihlaline yol açtığını iddia ederek, Sözleşme’nin 2. (yaşam hakkı) ve 8. (özel ve aile hayatına saygı hakkı) maddeleri ile korunan hakların ihlal edildiğini, savunmuştur.
Davanın görüldüğü Daire, 31 Mayıs 2022 tarihli kararıyla başvuruyu Büyük Daire’nin çözümlemesi gerektiğine karar vermiştir.
Avrupa Ulusal İnsan Hakları Kurumu Ağı (ENNHRI); Our Children’s Trust (OCT); ve Oxfam France ve Oxfam International ve iştirakleri (Oxfam) kurumlarına yargılamaya 3.taraf olarak katılma hakkı verilmiş ve bu dosyada da Strazburg’daki mahkeme binasında 29 Mart 2023 tarihinde kamuya açık bir duruşma düzenlenmiştir.
Duarte Agostinho ve Diğerleri / Portekiz ve 32 Diğerleri
Duarte Agostinho ve Diğerleri / Portekiz ve 32 Diğerleri (no. 39371/20) başvurusu 7 Eylül 2020 tarihinde yapılmıştır. Başvuranlar Merinhas (Pombal belediyesi), Leira ve Sobreda’da (Almada belediyesi) yaşayan 1999-2012 yılları arasında doğmuş altı Portekiz vatandaşı olup Sözleşme’nin özellikle 2. (yaşam hakkı), 3. (kötü muamele yasağı), 8. (özel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 14. (ayrımcılık yasağı) maddelerine dayanarak, davalı Devletlere atfettikleri iklim değişikliğinin mevcut ve gelecekteki ciddi etkilerinden şikayet etmektedirler.
Başvuruya bakan Daire, Mahkeme İç Tüzüğü’nün 41. maddesi uyarınca başvuruyu öncelikli olarak ele almaya karar vermiş, ardından da 28 Haziran 2023 tarihli kararıyla başvuruyu Büyük Daire’nin çözümlemesi gerektiğine karar vermiştir.
Çok sayıda kurum ve kuruluş yargılamaya üçüncü taraf olarak müdahil olmuş ve Strazburg’daki Mahkeme binasında 27 Eylül 2023 tarihinde kamuya açık bir duruşma gerçekleştirilmiştir. Duruşmada, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu şikayet edilen devletler savunmalarını sunmuşlardır.
AİHM İklim Davalarına Yön Verecek; Ne Beklemeliyiz?
Başvuruların “öncelikli” olduğuna ve Büyük Daire’nin çözümlemesine dair kararlar, bu 3 başvuruda verilecek kararın ciddi etkileri olacağını düşündürtüyor. Ayrıca, başvurulara pek çok devlet ve STK’nın 3.taraf olarak katılmasına karar verilmesi, verilen kararların tüm aktörelerin görüşüne dayalı olarak alındığını söylemeye imkan verecek. Bu da özellikle çevre STK’ları açısından beklentiyi büyüten bir faktör.
Öte taraftan, özellikle Duarte Agostinho ve Diğerleri / Portekiz ve 32 Diğerleri (no. 39371/20) başvurusunda, iç hukuk yolları işletilmeden, doğrudan 33 devlet aleyhine başvuru yapılmış olması, Mahkeme’nin öncelikle bir kabul edilebilirlik değerlendirmesi yapmasını zorunlu kılacak görünüyor. Sözleşme’nin,
“Bu Sözleşme veya protokollerinde tanınan haklarının Yüksek Sözleşmeci Taraflar’dan biri tarafından ihlal edilmesinden dolayı mağdur olduğunu öne süren her gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş veya kişi grupları Mahkeme’ye başvurabilir.”
hükmünü içerir 34.maddesi ile “kabul edilebilirlik” koşullarını düzenleyen ve
“Mahkeme’ye ancak, uluslararası hukukun genel olarak kabul edilen ilkeleri uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren dört aylık bir süre içinde başvurulabilir.
Başvurunun konu bakımından Sözleşme veya Protokollerinin hükümleriyle bağdaşmaması, dayanaktan açıkça yoksun veya bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması niteliğinde olması, veya; Başvurucunun önemli bir zarar görmemiş olması; meğer ki Sözleşme ve Protokolleri ile güvence altına alınan insan haklarına saygı ilkesi başvurunun esastan incelenmesini gerektirsin“
hükmünü içerir 35.maddesi birlikte ele alındığında, bu başvurunun kabul edilemez bulunması da ciddi bir olasılık olarak görünmektedir. Elbette ki, Mahkeme’nin bu sonuca varmakla beraber gerekçesinde “yön gösterici” bir hukuk yaklaşımı ortaya koyması, devletlerin yükümlülüklerini ve bu yükümlülüklerin sınırını çizmesi de mümkün.